

Siyasal
2010'lu yıllar, Türkiye'nin siyasal tarihinde belirgin kırılma noktalarına sahne olan bir dönemdir. Bu zaman dilimi, toplumsal ve siyasal deÄŸiÅŸimlerin, küresel dinamiklerle etkileÅŸimin ve dijital teknolojilerin yükseliÅŸiyle ÅŸekillenmiÅŸtir
2010'lar Türkiye'sinin Siyasal Durumu
Gezi Parkı Protestoları (2013)
2013 yılında baÅŸlayan Gezi Parkı protestoları, kapitalist ÅŸehirleÅŸme politikalarına ve otoriter yönetim anlayışına karşı geniÅŸ bir halk muhalefetinin simgesi olmuÅŸtur. Marksist bir perspektiften bakıldığında, bu protestolar, sermaye birikimi ve kentlerin neoliberal dönüÅŸümü süreçlerine karşı bir tepki olarak deÄŸerlendirilebilir. Gezi Parkı, kamusal alanın özelleÅŸtirilmesine ve ticarileÅŸtirilmesine karşı bir direniÅŸ mekanı olarak ortaya çıkmıştır. Protestolar, sermaye ve emek arasındaki çatışmanın kent mekanında somutlaÅŸan bir örneÄŸi olmuÅŸtur. Gezi Parkı olayları, hipergerçeklik ve medya temsilleri üzerinden ÅŸekillenmiÅŸ, sosyal medya platformları aracılığıyla protestoların yayılımı hızlanmıştır. Medyanın sunduÄŸu imgeler ve simülasyonlar, gerçekliÄŸin yerini alarak protestoların sembolik anlamını güçlendirmiÅŸtir.
Çözüm Süreci (2013-2015)
2013 yılında baÅŸlayan Çözüm Süreci, Türkiye'nin uzun süredir devam eden Kürt sorununu çözmeye yönelik önemli bir giriÅŸim olmuÅŸtur. PKK ile yürütülen müzakereler, silahlı çatışmaların sona erdirilmesi ve barışın saÄŸlanması amacı taşımıştır. Ancak, 2015 yılında sürecin baÅŸarısızlıkla sonuçlanması ve çatışmaların yeniden baÅŸlaması, Türkiye'nin iç siyasetinde derin yaralar açmıştır. Bu süreçte, hükümetin ve PKK'nın siyasal iletiÅŸim stratejileri, barışın saÄŸlanması ve toplumun desteÄŸinin kazanılması açısından kritik öneme sahip olmuÅŸtur.
15 Temmuz Darbe GiriÅŸimi (2016)
15 Temmuz 2016'da FETÖ tarafından gerçekleÅŸtirilen darbe giriÅŸimi, Türkiye'nin siyasi tarihinde önemli bir olaydır. Bu olay, devlet içindeki farklı gruplar arasındaki çatışmanın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Halkın meydanlara inmesinde canlı yayınlar, sosyal medya paylaşımları ve hükümetin dijital çaÄŸrı yöntemlerinin etkisi büyük olmuÅŸtur; bu faktörler, halkın algısını ve tepkisini ÅŸekillendirerek darbe giriÅŸimini etkisiz hale getirmiÅŸtir. Darbe sonrasında ilan edilen olaÄŸanüstü hal (OHAL) dönemi ise Türkiye'nin siyasi ve toplumsal yapısında deÄŸiÅŸikliklere yol açmıştır. Bu süreç, ülkede siyasi istikrarsızlık ve toplumsal kutuplaÅŸma gibi bazı sonuçları beraberinde getirmiÅŸtir.
IŞİD Tehdidi ve Terör Olayları
2010'lu yıllar, Türkiye'nin IŞİD tehdidi ve terör saldırıları ile mücadele ettiÄŸi bir dönem olmuÅŸtur. 2015 ve 2016 yıllarında Ankara ve İstanbul gibi büyük ÅŸehirlerde gerçekleÅŸtirilen bombalı saldırılar, toplumda büyük bir korku ve güvensizlik yaratmıştır. Hükümetin terörle mücadele politikaları ve güvenlik önlemleri, medya ve sosyal medya aracılığıyla sürekli olarak kamuoyuna aktarılmıştır. Terör olaylarını medya yoluyla nasıl bir hipergerçeklik haline getirdiÄŸi, terörün imajlar üzerinden nasıl korku ve kontrol mekanizması oluÅŸturduÄŸunu göstermiÅŸ; Terör imgelerinin, toplumun bilinçaltında derin izler bırakmasına sebebiyet vermiÅŸtir. Bu durum siyasal iktidarın güvenlik politikalarını meÅŸrulaÅŸtırmıştır.
Anayasa DeÄŸiÅŸikliÄŸi Referandumu (2017)
2017 yılında gerçekleÅŸtirilen anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi referandumu, Türkiye'nin siyasal sistemini köklü bir ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirmiÅŸ ve parlamenter sistemden baÅŸkanlık sistemine geçiÅŸi öngörmüÅŸtür. Referandum sürecinde, hükümet ve muhalefet tarafları yoÄŸun bir kampanya yürütmüÅŸ, medya ve sosyal medya platformları etkin bir ÅŸekilde kullanılmıştır. Bu dönemde, seçmen davranışlarını etkileme ve kamuoyunu ÅŸekillendirme amaçlı siyasal iletiÅŸim stratejileri, referandum sonuçları üzerinde belirleyici olmuÅŸtur.


Sosyal
Türkiye'nin 2010'lu yılları, toplumsal yapısında önemli dönüÅŸümlerin yaÅŸandığı, çalkantılı ve zengin bir dönem olarak öne çıkmaktadır. Bu dönemde, çeÅŸitli sosyal olaylar ve hareketler, ülkenin sosyal ve kültürel dokusunu derinden etkilemiÅŸ, toplumsal dinamiklerin ÅŸekillenmesinde belirleyici olmuÅŸtur.
2010'lar Türkiye'sinin Sosyal Durumu
Gezi Parkı Protestoları (2013)
2013 yılında İstanbul'da baÅŸlayan ve kısa sürede Türkiye geneline yayılan Gezi Parkı protestoları, Türkiye'nin yakın tarihindeki en büyük toplumsal hareketlerden biri olarak kayda geçmiÅŸtir. Gezi Parkı'nın kamusal alanın özgünlüÄŸünü koruma mücadelesi, hükümetin kentleÅŸme politikalarına ve doÄŸal alanların tahrip edilmesine karşı bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu protestolar, demokrasi, çevre ve toplumsal haklar gibi geniÅŸ bir yelpazedeki meselelere odaklanmış, farklı kesimlerin bir araya gelerek ortak bir ses çıkarmasını saÄŸlamıştır.
Soma Maden Faciası (2014)
2014 yılında Soma'da gerçekleÅŸen maden faciasında, resmi rakamlara göre 301 iÅŸçi hayatını kaybetmiÅŸtir. Bu facia, Türkiye tarihinin en büyük iÅŸ kazalarından biri olarak kayıtlara geçmiÅŸtir. Bu trajik olay, iÅŸçi hakları ve iÅŸ güvenliÄŸi konularında ciddi tartışmaları beraberinde getirmiÅŸ, iÅŸçi sınıfının yaÅŸadığı zorluklar ve sömürüye maruz kalışı toplumun gündemine gelmiÅŸtir. Soma’ya ziyarete giden BaÅŸbakan ErdoÄŸan, bölgeye bir ziyaret gerçekleÅŸtirdiÄŸinde, protestocular arasında yer alan Erdal Kocabıyık, koruma araçlarından birine tekme atmış, Bu olayın yaÅŸandığı sırada özel harekat polisleri Kocabıyık'ı yere yatırmıştı. Ardından, olay yerine gelen danışmanı Yusuf Yerkel, protestocu Kocabıyık'ı birkaç kez tekmelemiÅŸti. İlginç bir ÅŸekilde, bu olayın hemen ardından Yerkel, ayağının incindiÄŸi gerekçesiyle "iÅŸ göremez" raporu almıştı.
Suriyeli Mültecilerin Türkiye'ye Akını
Suriye iç savaşıyla birlikte Türkiye'ye akın eden mülteci sayısı, 2010'lu yılların önemli bir sosyal dinamiÄŸini oluÅŸturmuÅŸtur. Mültecilerin entegrasyonu, toplumsal dayanışma ve insani yardım çabaları, Türkiye'nin iç politikasını ve toplumsal dokusunu derinden etkilemiÅŸtir. Bu süreç, hem Türk hem de Suriyeli toplumların yaÅŸam koÅŸulları, istihdam olanakları ve sosyal uyum gibi birçok açıdan incelenmesini gerektirmiÅŸtir.
LGBTİ+ Hakları Hareketi
2010'lu yıllarda Türkiye'de LGBTİ+ haklarına yönelik farkındalık ve mücadele giderek artmıştır. Pek çok yerel inisiyatif ve aktivist grubun yanı sıra, Pride yürüyüÅŸleri ve LGBTİ+ etkinlikleri, toplumda eÅŸitlik ve ayrımcılık karşıtı bilinci yükseltmiÅŸtir. Ancak, homofobi ve transfobi gibi ayrımcı tutumlar da hala varlığını sürdürmektedir ve bu alandaki ilerleme henüz yeterli düzeyde deÄŸildir.
Kadına Yönelik Åžiddet ve Feminist Hareket
Türkiye'de kadına yönelik ÅŸiddet ve feminizm konuları, 2010'lu yıllarda yoÄŸun bir ÅŸekilde gündemde yer almıştır. Artan kadın cinayetleri ve ÅŸiddet vakaları, kadınların hak mücadelesini ön plana çıkarmış, pek çok feminist örgütün ve aktivistin çalışmaları toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸi ve kadın hakları konusunda farkındalık yaratmıştır. Bu dönemde kadına yönelik ÅŸiddetin artması, toplumda ciddi bir endiÅŸe ve tepkiye neden olmuÅŸtur. Özellikle kadın cinayetlerinde görülen artış, toplumda kadınların güvenliÄŸinin ne kadar kırılgan olduÄŸunu bir kez daha gözler önüne sermiÅŸtir. Ayrıca, siyasetçilerin kadınlara yönelik cinsiyetçi söylemleri de toplumda büyük tepkilere neden olmuÅŸtur. "Kadın mıdır, kız mıdır bilemem!”, “Bir kadın olarak sus!”, “Kadınla erkeÄŸi eÅŸit konuma getirmek fıtrata terstir.” ve son olarak Zeyid Aslan’ın kadın gazetecilere "Ben sizin bacak aranızı çekip gazeteye bastırsam, bunların gerçeÄŸi bu diye ahlaksız olurum deÄŸil mi?" diye taciz ettiÄŸi bu yıllarda büyük tepkilere neden olmuÅŸtur.


Kültürel
2010-2020 yılları arasında Türkiye, kültürel ve sanatsal açıdan önemli deÄŸiÅŸimler yaÅŸamıştır. Bu dönemde, ülke genelinde çeÅŸitli kültürel etkinlikler, sanat eserleri ve kültürel hareketler, toplumun kimlik oluÅŸumunu etkileyen önemli unsurlar haline gelmiÅŸtir. Birçok kültürel etkinlik ve festival, Türkiye'nin sanatsal canlılığını ve çeÅŸitliliÄŸini yansıtmıştır.
2010'lar Türkiye'sinin Kültürel Durumu
I. Sanatın YükseliÅŸi:
2010-2020 dönemi, Türkiye'de sanatın öneminin arttığı bir dönem olarak kaydedilmiÅŸtir. Özellikle çaÄŸdaÅŸ sanat alanında birçok yeni sergi, bienal ve sanat etkinliÄŸi düzenlenmiÅŸtir. ÖrneÄŸin, İstanbul Bienali gibi uluslararası etkinlikler, Türkiye'nin sanat dünyasındaki yerini güçlendirmiÅŸtir. 2017 İstanbul Bienali'nde, çaÄŸdaÅŸ sanatçılar tarafından hazırlanan eserler, kültürel çeÅŸitlilik ve toplumsal meseleler hakkında derin tartışmaları beraberinde getirmiÅŸtir.
II. Kültürel Aktivizmin YükseliÅŸi:
Son on yılda, Türkiye'de kültürel aktivizmin etkisi belirgin ÅŸekilde artmıştır. Sanatçılar, aktivistler ve kültürel kurumlar, toplumsal deÄŸiÅŸim için sanatı bir araç olarak kullanmış ve çeÅŸitli sosyal sorunlara dikkat çekmiÅŸtir. 2013 Gezi Parkı Protestoları, geniÅŸ çapta toplumsal katılımı ve kültürel aktivizmi teÅŸvik etmiÅŸ ve sanatın toplumsal dönüÅŸüme olan katkısını vurgulamıştır.
III. Dijital Sanatın YükseliÅŸi:
2010-2020 dönemi, dijital sanatın Türkiye'de yükseldiÄŸi bir dönem olarak kaydedilmiÅŸtir. Sanatçılar, dijital platformlarda eserlerini sergileme ve sanatın sınırlarını geniÅŸletme konusunda önemli adımlar atmışlardır. Sanal galeriler ve dijital sanat festivalleri, sanatseverlere geleneksel sanat ortamlarının ötesinde bir deneyim sunmuÅŸtur. Özellikle COVID-19 salgını sırasında dijital sanat platformlarının popülerliÄŸi artmıştır.
İstanbul'un Avrupa Kültür BaÅŸkenti İlan Edilmesi
2010 yılında İstanbul, "Avrupa Kültür BaÅŸkenti" olarak seçildi. Bu unvan sayesinde ÅŸehirde birçok kültürel etkinlik düzenlendi ve İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginlikleri uluslararası alanda daha fazla tanıtıldı.
-
Etkinlikler: Yıl boyunca çok sayıda sanat sergisi, konser, tiyatro gösterisi ve diÄŸer kültürel etkinlikler gerçekleÅŸtirildi. ÖrneÄŸin, "İstanbul 2010 Avrupa Kültür BaÅŸkenti" kapsamında İstanbul Modern'de açılan sergiler büyük ilgi gördü.
Sanat ve Festivaller
2010 yılı, Türkiye’de sanat ve festivaller açısından oldukça hareketli geçti.
-
İstanbul Bienali: 12. İstanbul Bienali, "İnsan Neyle YaÅŸar?" temasıyla düzenlendi. Bu bienal, uluslararası çaÄŸdaÅŸ sanat sahnesinde önemli bir yere sahip ve dünya çapından sanatçıların eserlerine ev sahipliÄŸi yaptı.
-
İstanbul Film Festivali: 29. İstanbul Film Festivali, 3-18 Nisan 2010 tarihleri arasında gerçekleÅŸti. Festivalde pek çok uluslararası ve yerli film gösterildi, ödüller verildi.
Edebiyat ve Yayıncılık
2010 yılında Türk edebiyatı uluslararası arenada daha fazla tanınmaya baÅŸladı.
-
Orhan Pamuk: Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un eserleri, dünya genelinde büyük ilgi görmeye devam etti. Pamuk'un "Masumiyet Müzesi" adlı romanı, 2010 yılında birçok dilde yayınlandı.
-
Frankfurt Kitap Fuarı: Türkiye, 2010 yılında Frankfurt Kitap Fuarı'nda onur konuÄŸu olarak yer aldı. Bu, Türk edebiyatının ve yayıncılık sektörünün uluslararası alanda tanıtımı için önemli bir fırsat saÄŸladı.
Müzik
Türk müziÄŸi, 2010 yılında hem yerel hem de uluslararası alanda önemli baÅŸarılara imza attı.
-
Fazıl Say: Ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, 2010 yılında da dünya çapında konserler vermeye devam etti. Say'ın eserleri ve performansları büyük beÄŸeni topladı.
-
Sezen Aksu: Türk pop müziÄŸinin "Minik Serçe"si Sezen Aksu, 2010 yılında çıkardığı albümler ve verdiÄŸi konserlerle müzikseverleri büyülemeye devam etti.
Tiyatro
2010 yılında Türk tiyatrosu hem yerel hem de uluslararası sahnede dikkat çekti.
-
İstanbul Devlet Tiyatrosu: İstanbul Devlet Tiyatrosu, 2010 yılında birçok klasik ve modern oyunu sahneledi. ÖrneÄŸin, "Cimri" ve "Romeo ve Juliet" gibi eserler büyük beÄŸeni topladı.
-
Tiyatro Festivalleri: İstanbul Tiyatro Festivali, ulusal ve uluslararası tiyatro topluluklarını bir araya getirdi ve çeÅŸitli oyunlar sahnelendi.
Mimari ve KentleÅŸme
2010 yılında İstanbul'da tarihi yapıların restorasyonu ve modern mimari projeler dikkat çekti.
-
Restorasyon Projeleri: Topkapı Sarayı, Ayasofya ve Sultanahmet Camii gibi tarihi yapılar için baÅŸlatılan restorasyon projeleri, bu yapıları gelecek nesillere aktarma açısından büyük öneme sahipti.
-
Modern Mimari: İstanbul'da yeni modern mimari projeler hayata geçirildi. Zorlu Center ve Kanyon AlışveriÅŸ Merkezi gibi projeler, modern mimarinin güzel örneklerindendir.
